Sergi Genel Görünüm
Yioula Hatzigeorgiou- Sükünet
19 Haziran 2010 tarihinde İstanbul’da AntrepoNo.5’de Sanat Limanı, eşzamanlı dört uluslararası sergiyle açıldı.Bu sergilerden “Küçük Kara Balığı”;ideolojik ve siyasi duruşunu masalsı bir bakış ile bütünlemesi yönüyle oldukça dikkat çekici bir öneme sahip.
“Küçük Kara Balığı Sergisi”;Akdeniz-Avrupa Sanat Derneği EMAA’nın Kıbrıs Güzel Sanatlar Odası EKATE ile birlikte projelendirdiği ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ile The Management Centre ve NGO Support Centre’ın birlikte yürütmekte olduğu,UNDP-ACT tarafından fonlanan ENGAGE, “Barışa Sen de Katıl” Projesinin Küçük Hibe Programınca desteklenmiş.Zeynep YASA YAMAN ve Antonis DANOS küratörlüğündeki sergiye Klitsa Antoniou,Adi Atassi,Katerina Attalidou,Melita Couta, Yiannos Economou,Mustafa Erkan,Özgül Ezgin,Tatiana Ferahian,Grup 102 (Özge Ertanın, Oya Silbery Evren Erkut),Yioula Hatzigeorgiou,Nikos Kouroussis,Lia Lapithi,Vicky Pericleous,Andreas Savva,Serhat Selışık-Doğuş Bozkurt ve Zehra Şonya sanatçı olarak katılıyorlar.
Şah rejiminin muhalif yazarı Samed Behrengi’nin “Küçük Kara Balık” masalı İran’da hala yasaklı kitaplar arasında ve Türkiye’de de 12 Eylül döneminde yasaklanmış.Masal adalet,eşitlik kavramları üzerinde dururken gözü pek olmayı,dönemi sorgulamayı öne çıkarıyor,öte yandan da koşulsuz kabullenmeyi yadsıyor.Masalda özgürlük öne çıkarılırken var olan düzeni kabullenmeme dürtüsü ile ailesine,yuvasına bile sırtını dönen minik kara balık aracılığıyla dönem politikası ve toplumsal dinamikler semiyolojik bir bakışla gözler önüne serilmekte.
Bu anlamda;Kıbrıs’ın 50 yıla yaklaşan çift toplumlu dinamiğinin ivmesini anlatmak için bu masalın seçilmesi oldukça önemli ve isabetli bir duruşu da barındırıyor.Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adayı temsilen Avrupa Birliği’ne girmesi ile başlayan süreç;sınırların açılmasını, diyalogların artmasını,geçmiş ve güncel arasında birtakım sorgulamaların da oluşmasını gerekli kılmış.Serginin ardından düzenlenen sanatçı ve küratör katılımlı panel her iki bölge halkının Kıbrıs’ta aynı paydada buluşamadıkları fakat bu durum ile tezat oluşturur şekilde ortak projeler yapma arzusu içerisinde oldukları izlenimini de doğurdu.Tarihe dönüp bakıldığında yaşanılan şiddet,ikircikli bakış açısı,sergi ile bütünlenme sürecine giriyor.Farklı ama bir yandan da ortak bir Kıbrıs sorunu izleniyor.Sergide,bu sorunun ne demek olduğu oldukça dramatik,reel ve hiç de pembe olmayan bir dil ile yansıtılıyor.Tarih ile bağlantılar kurularak gerçekleşen yüzleşmede travmalara,asimilasyonlara,ötekileştirmelere, ayrımcılıklara sanatçılar farklı dillerle dur diyorlar.Sergide Kıbrıs’taki iki duruşun ideolojik ve siyasi açıdan dillendirilişi sivil sanatçı inisiyatiflerinin ortak kararı olarak bir ilk niteliği taşımakta.Bu durum ise serginin önemini bir kat daha arttırıyor.
Birçok yapıtın arasında Yıoula HATZIGEORGIOU’ya ait “Sükunet” videosu kanımca tüm bu sorunları bireysel bir duruşla özetlemesi nedeniyle önemli yapıtlardan biri.Videoda;cepleri kumla dolu kadının,pardesüsü içerisindeki ağırlıklarından kurtulma çabası serginin ayrıcalıklı anlatım dillerinden biriydi.Sinirlenerek ama çirkinleşmeyip,tıpkı Küçük Kara Balık gibi başkaldırarak süren umarlı duruş,psikolojik etkileri de barındıran başarılı,göstergesel bir bütünlük sunuyordu.Video;Kıbrıs’ta yaşanan 50 yıllık siyasi sürecin toplum bazındaki özetini çıkarır nitelikteydi.Yorgun,asi ve kızgın.
Siyasal- ideolojik farkındalığı masallar yoluyla sağlamayı seçen Behrengi’nin “Küçük Kara Balık”masalı;bu kez büyüklere Kıbrıs Sorunu’nu anlatmaya yardımcı oluyor.Aynı toprak üzerinde yaşayan iki ayrı toplumun,dil ve kimlik sorunu,çözümsüzlüğü devam eden kısır bir süreç.18 Temmuz 2010 tarihinde sona erecek sergi;masalların sürreel dünyasında gerçeğin apaçık kendisiyle bizi yüzleştiriyor.Ve bu yüzleşme de sonucu belli olmayan sevimsiz bir savaş oyunu gibi…
19 Haziran 2010 tarihinde İstanbul’da AntrepoNo.5’de Sanat Limanı, eşzamanlı dört uluslararası sergiyle açıldı.Bu sergilerden “Küçük Kara Balığı”;ideolojik ve siyasi duruşunu masalsı bir bakış ile bütünlemesi yönüyle oldukça dikkat çekici bir öneme sahip.
“Küçük Kara Balığı Sergisi”;Akdeniz-Avrupa Sanat Derneği EMAA’nın Kıbrıs Güzel Sanatlar Odası EKATE ile birlikte projelendirdiği ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ile The Management Centre ve NGO Support Centre’ın birlikte yürütmekte olduğu,UNDP-ACT tarafından fonlanan ENGAGE, “Barışa Sen de Katıl” Projesinin Küçük Hibe Programınca desteklenmiş.Zeynep YASA YAMAN ve Antonis DANOS küratörlüğündeki sergiye Klitsa Antoniou,Adi Atassi,Katerina Attalidou,Melita Couta, Yiannos Economou,Mustafa Erkan,Özgül Ezgin,Tatiana Ferahian,Grup 102 (Özge Ertanın, Oya Silbery Evren Erkut),Yioula Hatzigeorgiou,Nikos Kouroussis,Lia Lapithi,Vicky Pericleous,Andreas Savva,Serhat Selışık-Doğuş Bozkurt ve Zehra Şonya sanatçı olarak katılıyorlar.
Şah rejiminin muhalif yazarı Samed Behrengi’nin “Küçük Kara Balık” masalı İran’da hala yasaklı kitaplar arasında ve Türkiye’de de 12 Eylül döneminde yasaklanmış.Masal adalet,eşitlik kavramları üzerinde dururken gözü pek olmayı,dönemi sorgulamayı öne çıkarıyor,öte yandan da koşulsuz kabullenmeyi yadsıyor.Masalda özgürlük öne çıkarılırken var olan düzeni kabullenmeme dürtüsü ile ailesine,yuvasına bile sırtını dönen minik kara balık aracılığıyla dönem politikası ve toplumsal dinamikler semiyolojik bir bakışla gözler önüne serilmekte.
Bu anlamda;Kıbrıs’ın 50 yıla yaklaşan çift toplumlu dinamiğinin ivmesini anlatmak için bu masalın seçilmesi oldukça önemli ve isabetli bir duruşu da barındırıyor.Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adayı temsilen Avrupa Birliği’ne girmesi ile başlayan süreç;sınırların açılmasını, diyalogların artmasını,geçmiş ve güncel arasında birtakım sorgulamaların da oluşmasını gerekli kılmış.Serginin ardından düzenlenen sanatçı ve küratör katılımlı panel her iki bölge halkının Kıbrıs’ta aynı paydada buluşamadıkları fakat bu durum ile tezat oluşturur şekilde ortak projeler yapma arzusu içerisinde oldukları izlenimini de doğurdu.Tarihe dönüp bakıldığında yaşanılan şiddet,ikircikli bakış açısı,sergi ile bütünlenme sürecine giriyor.Farklı ama bir yandan da ortak bir Kıbrıs sorunu izleniyor.Sergide,bu sorunun ne demek olduğu oldukça dramatik,reel ve hiç de pembe olmayan bir dil ile yansıtılıyor.Tarih ile bağlantılar kurularak gerçekleşen yüzleşmede travmalara,asimilasyonlara,ötekileştirmelere, ayrımcılıklara sanatçılar farklı dillerle dur diyorlar.Sergide Kıbrıs’taki iki duruşun ideolojik ve siyasi açıdan dillendirilişi sivil sanatçı inisiyatiflerinin ortak kararı olarak bir ilk niteliği taşımakta.Bu durum ise serginin önemini bir kat daha arttırıyor.
Birçok yapıtın arasında Yıoula HATZIGEORGIOU’ya ait “Sükunet” videosu kanımca tüm bu sorunları bireysel bir duruşla özetlemesi nedeniyle önemli yapıtlardan biri.Videoda;cepleri kumla dolu kadının,pardesüsü içerisindeki ağırlıklarından kurtulma çabası serginin ayrıcalıklı anlatım dillerinden biriydi.Sinirlenerek ama çirkinleşmeyip,tıpkı Küçük Kara Balık gibi başkaldırarak süren umarlı duruş,psikolojik etkileri de barındıran başarılı,göstergesel bir bütünlük sunuyordu.Video;Kıbrıs’ta yaşanan 50 yıllık siyasi sürecin toplum bazındaki özetini çıkarır nitelikteydi.Yorgun,asi ve kızgın.
Siyasal- ideolojik farkındalığı masallar yoluyla sağlamayı seçen Behrengi’nin “Küçük Kara Balık”masalı;bu kez büyüklere Kıbrıs Sorunu’nu anlatmaya yardımcı oluyor.Aynı toprak üzerinde yaşayan iki ayrı toplumun,dil ve kimlik sorunu,çözümsüzlüğü devam eden kısır bir süreç.18 Temmuz 2010 tarihinde sona erecek sergi;masalların sürreel dünyasında gerçeğin apaçık kendisiyle bizi yüzleştiriyor.Ve bu yüzleşme de sonucu belli olmayan sevimsiz bir savaş oyunu gibi…
*Bu yazı 17.07.2010 tarihinde CUMHURİYET GAZETESİ' nde yayınlanmıştır.